yumurta tokuşturma oyunu

Kullanım örnekleri

yumurta tokuşturma oyunu
egg fight
icon arrow

egg

Phonetic: "/eɪɡ/"

Part Of Speech: noun


Definition: An approximately spherical or ellipsoidal body produced by birds, reptiles, insects and other animals, housing the embryo during its development.


Definition: The egg of a domestic fowl (especially a hen) or its contents, used as food.

Example: I also determine the minimal amount of egg required to make good mayonnaise.


Definition: The female primary cell, the ovum.


Definition: Anything shaped like an egg, such as an Easter egg or a chocolate egg.


Definition: A swelling on one's head, usually large or noticeable, associated with an injury.


Definition: (mildly) A Caucasian who behaves as if they were (East) Asian (from being "white" outside and "yellow" inside).


Definition: A foolish or obnoxious person.

Example: Shut up, you egg!


Definition: A person, fellow.

Example: bad egg


Definition: A person who is regarded as having not yet realized they are transgender, has not yet come out, or is in the early stages of transitioning.


Definition: One of the blocks of data injected into a program's address space for use by certain forms of shellcode, such as "omelettes".

icon arrow

egg

Phonetic: "/eɪɡ/"

Part Of Speech: verb


Definition: To throw eggs at.


Definition: To dip in or coat with beaten egg.


Definition: To distort a circular cross-section (as in a tube) to an elliptical or oval shape, either inadvertently or intentionally.

Example: After I cut the tubing, I found that I had slightly egged it in the vise.

icon arrow

fight

Phonetic: "[fʌɪt]"

Part Of Speech: verb


Definition: To contend in physical conflict, either singly or in war, battle etc.

Example: A wounded animal will fight like a maniac, relentless, savage and murderous.


Definition: To contend in physical conflict with each other, either singly or in war, battle etc.

Example: The two boxers have been fighting for more than half an hour.


Definition: To strive for something; to campaign or contend for success.

Example: He fought for the Democrats in the last election.


Definition: To conduct or engage in (battle, warfare etc.).

Example: The battle was fought just over that hill.


Definition: To engage in combat with; to oppose physically, to contest with.

Example: My grandfather fought the Nazis in World War II.


Definition: To try to overpower; to fiercely counteract.

Example: The government pledged to fight corruption.


Definition: To cause to fight; to manage or manoeuvre in a fight.

Example: to fight cocks; to fight one's ship


Definition: Of colours or other design elements: to clash; to fail to harmonize.

Türkçe-İngilizce dosya Çevirmeni

Çevirilerinizi daha da iyi hale getirmek için özel olarak tasarlanmış arayüzümüzün yeni özelliklerine göz atın. Doğal olarak, hizmetimiz ücretsiz kalır ve ayrıca bir uygulama olarak da mevcuttur. Tüm özellikler, çeşitli ortak dillerin kombinasyonları için yerel olarak mevcuttur. Diğer özellikler ve dil kombinasyonları aşağıdadır. Hangi dile çeviri yaparsanız yapın, ortaya çıkan metin çevrimiçi sözlüğümüze bağlanır. Anlamları ve diğer cümlelerdeki kullanımları hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, çıktı metin kutusundaki tek tek kelimeler ayrıntılı olarak analiz edilir. Her şey tamamen ayrıntılı ve gerekirse test edilmiştir!

Çevirinin anadilde gerçek anlamda ses çıkarabilmesi için dilsel doğruluğun yanı sıra kültürel özellikler ve bilginin de sağlanması esastır. Bu yüzden dilin nüanslarını bilen İngiltere'den tercümanlarla çalışıyoruz. Türkçe ve İngilizce tercümanlarımız, çeviride hiçbir şeyin kaybolmamasını sağlamak için sorularınızı yanıtlamak ve açıklamalar sağlamak için her zaman hazırdır. Tercümanımızın rekor sürede doğru çeviriler sunabilmesinden ve bunun hızlı, güvenli ve tamamen ücretsiz olmasından gurur duyuyoruz! Kullanıcılarımızı önemsiyoruz.İngilizce'den Türkçe'ye çeviri saniyeler sürer ve tek istekte bin kelimeye kadar çeviri yapabilirsiniz. İngilizce ve Türkçe dünyada çok yaygın dillerdir. İngilizceden Türkçeye çevirmenimiz, birinde uzman olup diğerini öğrenirken bu dillerin temel metinlerini öğrenmenize veya anlamanıza yardımcı olacaktır. Çeviri API'lerimiz İngilizce'den Türkçe'ye mükemmel çeviri sağlar, ek redaksiyon ile bu çeviriler hukuk, tıp ve diğer yüksek düzeyde uzmanlık alanları gibi görev açısından kritik alanlarda kullanılabilir. İngilizce'den Türkçe'ye çevirmen, çevirdiğiniz metnin doğru bir şekilde anlaşılmasını sağlar ve selamlaşma, seyahat, alışveriş, sayılar ve diğer sınırsız sayıda ortak alan gibi sık kullanılan cümle ve kelimeleri çevirmek için idealdir.Yukarıdaki giriş alanını kullanarak İngilizce-Türkçe sözlükte bir Türkçe terim arayın. İngilizce veya Türkçe arama yapabilirsiniz. İngilizce veya Türkçe aradığınız cümlenin çok fazla çevirisi varsa filtreleme seçeneklerini kullanarak sonuçları sınırlandırabilirsiniz. İngilizce-Türkçe sözlükte harfe göre ara. İngilizce-Türkçe sözlük, alfabeyi manuel olarak görüntüleme olanağı sağlar. Belirli kelimelerin çevirilerine bakmak ve bir cümle bağlamında ne anlama geldiklerini görmek için aşağıdaki bağlantıları da kullanabilirsiniz.