agasajar

Kullanım örnekleri

agasajar
treat warm
icon arrow

treat

Phonetic: "/tɹiːt/"

Part Of Speech: noun


Definition: An entertainment, outing, food, drink, or other indulgence provided by someone for the enjoyment of others.

Example: Here are some healthy Halloween treats for ghouls and witches of all ages.


Definition: An unexpected gift, event etc., which provides great pleasure.

Example: It was such a treat to see her back in action on the London stage.


Definition: A snack food item designed to be given to pets.

Example: I lured the cat into her carrier by throwing a couple of treats in there.


Definition: A parley or discussion of terms; a negotiation.


Definition: An entreaty.

icon arrow

treat

Phonetic: "/tɹiːt/"

Part Of Speech: verb


Definition: To negotiate, discuss terms, bargain (for or with).


Definition: To discourse; to handle a subject in writing or speaking; to conduct a discussion.

Example: Cicero's writing treats mainly of old age and personal duty.


Definition: To discourse on; to represent or deal with in a particular way, in writing or speaking.

Example: The article treated feminism as a quintessentially modern movement.


Definition: To entreat or beseech (someone).

Example: Only let my family live, I treat thee.


Definition: To handle, deal with or behave towards in a specific way.

Example: She was tempted to treat the whole affair as a joke.


Definition: To entertain with food or drink, especially at one's own expense; to show hospitality to; to pay for as celebration or reward.

Example: I treated my son to some popcorn in the interval.


Definition: To commit the offence of providing food, drink, entertainment or provision to corruptly influence a voter.


Definition: To care for medicinally or surgically; to apply medical care to.

Example: They treated me for malaria.


Definition: To subject to a chemical or other action; to act upon with a specific scientific result in mind.

Example: He treated the substance with sulphuric acid.


Definition: To provide something special and pleasant.

icon arrow

warm

Phonetic: "/wɔːm/"

Part Of Speech: adjective


Definition: Having a temperature slightly higher than usual, but still pleasant; mildly hot.

Example: The tea is still warm.


Definition: Caring and friendly, of relations to another person.

Example: We have a warm friendship.


Definition: Having a color in the red-orange-yellow part of the visible electromagnetic spectrum.


Definition: Close, often used in the context of a game in which "warm" and "cold" are used to indicate nearness to the goal.


Definition: Fresh, of a scent; still able to be traced.


Definition: Communicating a sense of comfort, ease, or pleasantness

Example: a warm piano sound


Definition: Ardent, zealous.

Example: a warm debate, with strong words exchanged


Definition: Well off as to property, or in good circumstances; rich.


Definition: Requiring arduous effort.

İngilizce Türkçe Cümle Çevirmeni

İngilizce, dünyada yaklaşık 1,5 milyar insan tarafından konuşulmaktadır. Dünyada en çok konuşulan dildir. 1.000.000'den fazla kelime var! Türkçe, Türkiye'de, Kuzey Kıbrıs'ta yaklaşık 80 milyon kişi ile Avrupa ve Kuzey Amerika'daki göçmen toplulukları tarafından konuşulmaktadır. Yaklaşık 88 milyon konuşmacı ile en çok konuşulan Türk dilidir. Türk dili, Türkiye'nin batısında yer alan Anadolu'da ortaya çıkmıştır. Şu anda, bu iki hacimli ve harika dildeki çevirilerle hızlı, rahat ve ücretsiz çalışmanız için size profesyonel çevirmenimizin işlevselliğini sunuyoruz!

Çeviri yazılımımızı diğer makine çevirmenlerinden farklı kılmak için çok yol kat ettik. Türkçe - İngilizce çevirmenimiz orijinal metnin anlamını ve cümlenin ana fikrini asıl amaçlandığı gibi korumak için tasarlanmıştır. Çevirmenimiz olabildiğince insandır. Ürünümüz en iyi gizliliği sağlar. Verilerinizi izlemiyor, satmıyor veya saklamıyoruz. Çevirileriniz size aittir. Transferler için kayıt ve ödeme gerekli değildir!Yukarıdaki giriş alanını kullanarak İngilizce-Türkçe sözlükte bir Türkçe terim arayın. İngilizce veya Türkçe arama yapabilirsiniz. İngilizce veya Türkçe aradığınız cümlenin çok fazla çevirisi varsa filtreleme seçeneklerini kullanarak sonuçları sınırlandırabilirsiniz. İngilizce-Türkçe sözlükte harfe göre ara. İngilizce-Türkçe sözlük, alfabeyi manuel olarak görüntüleme olanağı sağlar. Belirli kelimelerin çevirilerine bakmak ve bir cümle bağlamında ne anlama geldiklerini görmek için aşağıdaki bağlantıları da kullanabilirsiniz.Belki tercümanlık mesleğinde ustalaşmak istersiniz? Sitemizle eğitiminiz hızlı ve kolay olacak! Çevirmenler çeviri yaparken çeşitli becerilere ve materyallere ihtiyaç duyarlar. Çevirmenlerin genel özellikleri çevrilecek olan erek dile ve kaynak dile çok iyi hakim olmak, okuduklarını ve duyduklarını iyi anlamak ve iyi bir hafızaya sahip olmaktır. Fonetik, gramer ve cümlelerdeki kelime örnekleriyle birlikte kapsamlı bir kelime, deyim ve ifade kitaplığına sahip çevirmenimiz ilk kez kullanışlı bir materyal olarak kullanılabilir.